28 Aralık 2009 Pazartesi

yazamıcak kadar sefilim.
susacak kadar da düşüncesiz.
ve ölemiyecek kadar da korkak.


beni ellerinle tut ve uzaklara salla hiç durma arkamdan gel beni takip et hayallere dalalım çimlerin üstünde uyuyup gökyüzünü izleyelim gece olsun yıldızlar kaysın peşinden koşalım düştüğü yeri görmek için istediğimiz yere işeyelim sokak kedilerini sevip köpekleriyle havlıyalım ayakkabılarımızı çıkarıp öğlen sıcağından kavrulan asfaltta yürüyelim sarı çizgilerden yürüyüp arabaları geçmek için koşalım elimizi kaldırıp havanın yönünü tahmin edelim şarkı söyleyelim bi anda hiç kimsenin bilmediği şarkıları aralarından en kötülerini seçelim bu bizim şarkımız olsun diyelim saklambaç oynayalım ağaçların arasında stadyuma gidip maç izleyelim oyunculara küfür edip holiganlara karışalım sosisli ekmek yiyip parasını ödemeden kaçalım fast food satan mekanlara gidip hardalınız varmı diye soralım eğer var derlerse al götüne sok diyelim eğer yok derlersede, eğer bir gün hardalınız olursa götünüze sokarsınız tamam mı diyip gene kaçalım polislerin kimliklerini alıp polisçilik oynayalım elimize silah alıp havaya ateş edelim gözlüklerini çalalım kro olalım amirliğe girip kanıt odasındaki herşeyi çalalım eğer esrar bulursak sarıp içelim kafamız güzel olursa çırıl çıplak ordan çıkıp elinden tutayım ve seni bize götüreyim annem belki üstümüze elbise verir ve belkide uyumamız için bir tane yastık ve başımızı yastığa koyup hiç kırpmadan kirpiklerini izlemeni isterdim beni, ben hiç sevmemiştim kimseyi böyle delicesine ben hiç kimseye seni seviyorum derken gülmemiştim ben hiç gülerken duygu dolu olmamıştım.
gülmekti hayat kaynağım ama gülerken hiç gelmezdin içimden.
seviyorum derken gülsem sonra öpsen sonra susup ağlasak sessizce gözyaşlarımız akmasa.
ve sevişmek ansızca ve sebepsizce uyuyup kalmak ağladığımız yastığın üstünde.

2 yorum: